17 Mayıs 2014 Cumartesi

Olta Ve Balık

                                           Olta







Olta Ve BALIK

15 Mayıs 2014 Perşembe

KIRLANGIÇ

                                                           KIRLANGIÇ




Kırlangıç, kırlangıçgiller (Hirundinidae) familyasını oluşturan kuş türlerinin ortak adı.
Kırlangıçlar, kutuplar hariç dünyanın her tarafında yaşayabilen, sinek avlayarak geçinen, küçük, ötücü kuşlardır







Boyları 10-23 cm arasında değişir. Çoğunun karnı beyaz; baş, kuyruk ve kanatları siyah; alın ve gerdanı kahverengi parlak tüylüdür. Kısa ayaklarının tırnakları sivri olduğundan düz, yassı zeminlere rahatça tutunurlar. Üçgen şeklindeki gagaları geniş yırtmaçlı olup ağızları açık uçarken sinek, sivrisinekgibi küçük böcekleri avlarlar. Kuyrukları çatallı, kanatları uzun ve sivridir. Hızlı uçarlar. Kuyruklarını dümen olarak kullanır, ani dalışlar yaparlar. Çoğu sürü halinde yaşar.
Yaz sonunda, günler kısalıp, böcekler azalınca yavru ve erginler göç ederek kışıAfrika'da geçirirler. İlkbaharda geri dönerler. Diğer göçmen kuşların aksine gündüz göç yollarına devam ederler. Göç sırasında bazen şiddetli yağmur ve fırtınalar binlercesinin ölümüne sebep olur.

14 Mayıs 2014 Çarşamba

Pelikan



                                                                   PELİKAN



Pelikan, pelikangiller (Pelecanidae) familyasını oluşturan iri su kuşu türlerininortak adı. Familya üyelerinin hepsi Pelecanus cinsinde sınıflandırılır ve 8 türü bulunur.





                                           -Özellikleri-



Ilıman bölgelerin her yanında yaşayan pelikanlar, gaga ucundan kuyruk ucuna uzunluğu 1,80 m'yi, kanat açıklığı 3 m'yi bulan bir kuştur (halk arasında gagasının biçiminden ötürü kaşıkçı kuşu da denir); gagasını suya daldırarak avladığı balıklarla beslenirler. Çoğunlukla toplu yaşar ve koloniler halinde yuvalanır. Amerika kıyılarında yaşayan kahverengi pelikan (Pelecanus occidentalis), denizde yaşar; ama kıyıdan pek uzaklaşmaz.Pelikanların şaşırtıcı bir özelliği de yedikleri besinlere göre renk değiştirmeleridir, pembe pelikanlar yedikleri bazı deniz canlıları sebebiyle pembe rengini alırlar.



                                                   

                                           Türler





13 Mayıs 2014 Salı

12 Mayıs 2014 Pazartesi

YABAN HAYATI

Dünya Yaban Hayatı Günü, gezegenimizin sahip olduğu yabani bitki ve hayvan türlerine dikkat çekmek ve koruma çabaları hakkında farkındalık yaratmak için bu yıl ilk defa kutlanıyor. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, yaban hayatının özgün değerleri ve etrafında örülü yaşam ağının sürdürülebilir kalkınmaya ve insanların refahına sağladığı katkıya dikkat çekmek için 3 Mart’ı Dünya Yaban Hayatı Günü ilan etti. 




3 Mart, Nesli Tehlike Altında Olan Yabani Hayvan ve Bitki Türlerinin Uluslararası Ticaretine İlişkin Sözleşmesi’nin (CITES) 1973 yılında imzalandığı gün olması nedeniyle özel bir önem taşıyor. Hükümetlerarası işbirliğini güçlendiren bu sözleşme ile, nesli tehlike altındaki türlerin uluslararası ticaretinin kontrol altında tutulması ve türlere yönelik suçların önlenmesi amaçlanıyor.

WWF-Türkiye Genel Müdürü Tolga Baştak “Leopardan kelebeklere kadar dünyanın bütün canlıları hayatımıza renk katıyor, zenginleştiriyor. Bu canlılar aynı zamanda varlığımızı borçlu olduğumuz ormanların, meraların, sulak alanların ve denizlerin çok önemli birer parçası. Bu yüzden yaban hayatı biz insanların himayesine muhtaç. İnsanın etki alanı genişledikçe yaban hayatı giderek daha dar bir alana sıkışmak durumunda kalıyor olsa da bazı olumlu gelişmeler geleceğe ilişkin umutlarımızın yeniden canlanmasını sağlıyor. Örneğin, WWF’in aşırı avlanma ve yasadışı ticaret gibi yaban hayatı suçlarına karşı başlattığı kampanya sayesinde önemli kazanımlar elde edildi. Son yıllarda Nepal Hükümeti ile yapılan işbirliği sonucunda doğadaki kaplan sayısı yeniden artmaya başladı,” dedi. 

WWF-Türkiye Doğa Koruma Direktörü Dr. Sedat Kalem ise “Yaban hayatı açısından zengin bir ülke olan Türkiye’nin taraf olduğu CITES, Biyoçeşitlilik, Bern ve benzeri sözleşmeler kapsamında önemli sorumlulukları bulunuyor. Yaylalarımızda açan kardelenler, semalarımızda uçan turnalar, dağlarımızda gezen ceylanlar, kumsallarımızda yavrulayan deniz kaplumbağaları ve denizlerimizi şenlendiren yunuslar bu sözleşmeler kapsamında korumakla yükümlü olduğumuz türlerden yalnızca birkaçı. Ancak ne yazık ki yaban hayatımızı oluşturan türleri ve onların yaşam ortamlarını çeşitli nedenlerle kaybetmeye devam ediyoruz. IUCN’e göre ülkemizde nesli tehlike altında bulunan tür sayısı 179’a çıktı. Bu eğilimin tersine çevrilmesi için kamu kuruluşları, sivil toplumu, bilim dünyası ve iş çevreleri ile toplumun bütün kesimleri arasında işbirliği şart” dedi. 

Türkiye ülkemizde tehlike altında olan deniz kaplumbağası, yunus, saz kedisi, orfoz ve turna için koruma ve araştırma çalışmaları yürütüyor; Türkiye’nin Canı Hibe Programı ile yerel sivil toplum kuruluşlarının girişimlerini destekliyor. Tehlike altında bulunan türlerden birini evlat edinerek bireyler de koruma çalışmalarına katılım sağlayabiliyor. 

AV FOTOĞRAFLARI



                                                                          AVLAR







AV